OKUPASYONEL ERGOTERAPİ, AKTİVİTE VE GELİŞİM AKADEMİSİ
Merak Ettikleriniz
Ergoterapi alanında en çok merak edilen soruları sizin için cevapladık. Yenileri eklendikçe sıkça sorulan sorular güncellenecektir. Takipte kalın!
Anlamlı ve amaçlı aktiviteler ve farklı müdahale tekniklerini kullanarak her yaş grubundaki bireyin günlük yaşamdaki bağımsızlığını arttıran ve iyilik halini geliştiren kişi merkezli tek sağlık mesleğidir. Ergoterapi bilimi hizmetini sunan sağlık personellerine ergoterapist unvanı verilmektedir.
Ergoterapi, günlük yaşamda katılımı ve bağımsızlığı olumsuz etkileyen her sağlık sorununda (fiziksel, ruhsal, sosyal, akademik, mesleki, bilişsel, davranışsal ve duyusal) yaş, cinsiyet, kültür gözetmeksizin her bireye hizmet veren bir sağlık bilimidir.
Günlük yaşamda bireysel katılım, sosyal katılım , sağlık ve refahın arttırılmasını amaç edinen danışan merkezli bir sağlık mesleği olan ergoterapi maksimum iyilik halini geliştirir.
Ergoterapiyi diğer sağlık mesleklerinden ve psikolojiden ayıran yönü okupasyonel bakış açısıdır. Law ve arkadaşları okupasyonları “kişinin kendi kendini idame etmek, ifade etmek ve bir şeyleri yapmak üzere kendi içsel ihtiyaçlarını karşılamak için uğraştığı aktiviteler ve görev kümeleri” olarak tanımlamışlardır. Okupasyonlar bireylerin bireysel yaşamsal rolleri ile bağlantılıdır; farklı ortamlarda yapılır. Okupasyonlar bir bireyin gün içinde yaptığı tüm aktiviteleri (kendine bakım, iş ve üretici aktiviteler, oyun ve serbest zaman aktiviteleri vb.) ve görevleri kapsar. Örneğin bir çocuk için oyun aktivitesi çocuğun rolüne uygun bir okupasyondur. Ergoterapistler müdahalelerinde ve yaklaşımlarında bu felsefeyle yola çıkar ve anlamlı amaçlı aktivitelerle bireylerin bağımsızlığını geliştirirler.
Okupasyonel Ergoterapi bünyesinde çalışmalarının yoğunlaştığı alanlar pediatride ve psikiyatride olup duyu bütünleme terapisi, bebek ve çocuklarda yeme bozukluğu, bebek ve çocuklarda uyku sorunları; günlük yaşam becerileri, davranış becerileri, duygusal beceriler, bilişsel beceriler, dikkat becerileri, dil becerileri, fiziksel beceriler, sosyal beceriler ve akademik becerilerin geliştirilmesi üzerinde sürdürülürken; psikiyatride ise aktif olarak yetişkin rehabilitasyon odaklı çalışmalar yapmaktadır. Terapi sürecinden eğitimci görüşüne, danışanın sağlık durumu takibinden aile eğitimlerine ve takibine, okul desteğinden çocuğa dokunan her uzmanla görüşe ve ev düzenlemelerine kadar çocuğun hayatındaki her türlü noktaya erişen ve çocuğa çok yönlü bir hizmet sunan bu akademinin kurucusu ve ergoterapisti olarak, Antalya’da Okupasyonel Ergoterapi , Aktivite ve Gelişim Akademisi’nin kaliteli bir kurum haline gelmesine özen göstermekte ve katkı sağlamaktadır.
Bebeklerdeki duyusal fonksiyonları, duygusal, davranışsal, sosyal ve motor alanları, fizyolojik, gelişimsel ve davranışsal perspektiften değerlendiren bir müdahale planıdır.
7-24 aylık bebekleri kapsayan bir müdahaledir.
Ergoterapi bakış açısıyla baktığımızda da uyku, sağlık için önemli bir aktivite, deneyim ve davranıştır. Bebeğinizin ve çocuğunuzun gelişiminde çok önemli bir nokta ve bütün vücudun senkronize olduğu önemli bir aktivitedir. Çocuğun duyusal, duygusal, motor, sosyal, davranış, dil gelişimi basamakları, karakteri, sağlığı, beslenmesi gibi birçok durumla ilişkilidir. Bu alanda gelişen bir sorun halinde ergoterapi bakış açısıyla davranışın temellerine inmek ve anlamak gerekir.
Her bebek ve çocuk kendine göre gelişir. Hepimizin merkezi sinir sistemi tıpkı parmak izlerimiz gibi bize özeldir; eşsizdir. Bebeklik döneminde uyku gelişim için oldukça önemlidir ve yeterli/ kaliteli uyku için süreler mevcuttur. Fakat ortam, koşullar her bebek için farklıdır ve en önemlisi de regülasyondur. Uykunun eğitimi olmaz, uykuyu öğrenerek doğarız. Yalnızca anlaşılmak ve gözlenmek isteyen bebekler vardır. Onlar için regüle ortamlar oluşturabilirsek bebeğe özel uykuyu ortaya çıkarabiliriz.
Duyu bütünleme terapisi, merkezi sinir sistemi aktivasyonun artırılmasını hedeflerken duyusal bilgiyi işlemlerken çocuğun yaşadığı günlük yaşam zorluklarının giderilmesini amaçlayan bir terapi metodudur.
Duyu bütünleme müdahalesi çocuk merkezli yapılan değerlendirmenin ardından, oyunları aracı olarak kullanarak danışanın istek ve ihtiyacına, bireysel farklılığına uygun düzenlenen yapılandırılmış ortamlarda gerçekleştirilir.
Ergoterapistler tarafından uygulanan duyu bütünleme müdahalesi, yalnızca gerekli ve doğru eğitimleri tamamlamış fizyoterapistler tarafından da uygulanabilir. Fakat müdahale alanı olarak meslek yasasında olan tek sağlık mesleği ergoterapi bilimidir.
Otizm, bağlanma sorunları, gelişim gerilikleri, zeka gerilikleri, öğrenme güçlükleri, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, serebral palsi, down sendromu gibi kromozom bozuklukları, dil konuşma geriliği, prematüre bebekler, genetik bozukluklar gibi durumlarda daha yaygın görülür.
Hayır. Yaygın olarak otizm spektrum bozuklukları tedavisinde kullanımıyla bilinse de günlük yaşam aktiviteleri ve yaşama adepte olmakta zorlanan her çocuğun bakılması gereken bir müdahaledir. Çocuğun bireysel farklılıkları, becerileri, sosyal, duygusal ve fiziksel kapasitesi hakkında önemli bilgiler verir.
Hayır. Yeme yeme aktivitesi tüm bedenimizin, kaslarımızın ve duyusal sistemimizin senkronize çalışması gereken çok güçlü bir aktivitedir. Çocuğunuz yemek yemeyi reddediyor ve siz zorlayarak deneyimletmeye çalışıyorsanız, bu aktiviteyi bu yolla sevdiremeyeceğinizi öncelikle bilmelisiniz. Çocuk belki doyuyor o an ama anlamlı bir aktivite katılımı değil. Yeni dönemde bu durum ekran maruziyetiyle daha çok karşımıza çıkıyor. Yemeyen çocuğa ekran göstererek yedirmekte aynı şekildedir; deneyimden uzak… Yaş aldıkça bu durumun daha zorlaşacağını, seçiciliğin artacağını, ruhsal, sosyal alanlarda olumsuz farklılıklar görülebileceğini göz önünde bulundurmalısınız. Bunları deneyimlemeden destek almanızı öneririm.
Tat duyusu artık daha aktif, bu dönemde seçicilikler ve aktivitede zorluklar arttığı sıklıkla duyulur. 2 yaş sendromu ve çocuğun gelişen benliğiyle birleşince atılacak her adımın önemi artıyor. Fakat oldukça kompleks bir konu olduğundan ilk önce çocuk doktorunuza bu konuda danışmalı ve tıbbi olarak süreci takip etmelisiniz. Yeme yemeyi reddetme birçok konunun semptomu olarak karşımıza çıkabileceğinden hekimlerimizle yol almak sürecinizin devamında terapileri de kolaylaştıracaktır. Ardından terapi müdahaleleri için size en yakın ergoterapiste ve dil konuşma terapistlerine başvurabilirsiniz.
Hayır. En yanlış, çocuğu anlamaktan uzak yöntemlerden biri de budur. Özellikle “Aç kalınca yer nasıl olsa.” şeklindeki yaklaşımlarla karşımıza sıklıkla çıkıyor. Çocuğunuz halen anlaşılmamış bir tıbbi sorunun varlığını (kas sistemi sağlığı ya da iç organlardan kaynaklı başka bir sorun), iyi uyumlanmayan duyusal sistemi, besin değerlerindeki durumu, öğrenmedeki sorunlarını, gelişimini ve çevresindeki bu süreci yorumlamakta zorlanıyor ve izahını yapamıyor, anlaşılmak istiyorken biz de üzerine cezalandırıcı yöntemlerle gidersek yaşadığı duruma bir de duygusal zorluğu eklemiş oluruz. Çocuğunuz bilerek yemek yemiyor değil sevgili anne-babalar, bu süreçte sadece iyi biz gözlemci olmanıza ve anlayışınıza ihtiyacı var.